“Düşünüyorum, Öyleyse Varım”: Üçüncü Ev

Birinci evde doğmuş ve bize özgü bakışımızı kazanmıştık. İkinci evde ise bedenlerimiz ve yaşarken kullanabileceğimiz diğer sahipliklerimizi fark etmiştik.

Ancak yaşamak öncelikle bazı temel eğitimleri gerekli kılıyor. Evet, şeklimizi ve evrenin geri kalanının yalnızca küçük bir parçası olduğumuzu bilmemiz, annemizden ayrıldığımızı ve ondan ayrı bir birey olduğunu kavramamız güzel – ancak şimdi bizim dışımızdaki şeyleri keşfetmemiz ve sınırlarımızı tecrübe etmemiz gerekiyor.

Bu amaca hizmet eden üçüncü ev, yakın çevremizle ilgili eğitildiğimiz ve ilk kez sınırlarımızı keşfetmeye çıkartıldığımız alanı temsil ediyor. Birçok şeyin arasında, bu ev, mantıksal düşünme evi (soyut düşünmeden farklı olarak). Mantıksal düşünme bizim bir mumun ne olduğunu anlamamızı ve yanan bir tanesini ellersek canımızın acıyacağını öğrenmemizi sağlayan şey. Yani başka bir deyişle, üçüncü ev, bedenlerimiz ve sahipliklerimizi kullandığımızda olan şeyleri öğrendiğimiz yer.

“Ben” olma yolculuğu beni ben yapan şeyleri öğrenmekle bitmiyor. Hem kendi sınırlarımı, hem de bu sınırların dışındakileri öğrenmemi gerekli kılıyor. Üçüncü ev, “olma” yolculuğunun sonu değil, ancak onun ilk “sosyal” adımı. Burada bedenlerimizin ve sınırlarımızın dışını tanımaya başlıyoruz. Emeklemek yürümeye, yürümek şehirde ve sonrasında ülkemizde gezmeye evriliyor. Bütün bunlar üçüncü evin şemsiyesi altında.

Diğerlerine kıyasla bu, güvenli bir sosyalleşme (mesela diğer ülkelerin, kültürlerin ve soyut bağlamların devreye girdiği dokuzuncu eve kıyasla). Önce annenin gözetiminde etrafı keşfediyoruz, sonrasında “ana” vatanımızda “ana” dilimizi kullanarak dolaşıyoruz.

Üçüncü evin şemsiyesi altında bulunan diğer şeyler de bu formülü takip ediyor. Kardeşler, akrabalar ile olan ilişkiler (anne ve baba hariç – onların haritalarımızda farklı konumları bulunuyor), erken eğitim dönemi, kısa seyahatler vs. Bazı sınırlar dahilinde insan bağlarını ve çevremizi keşfediyoruz. Bu alan, “şey”lerin (bizim dışımızdaki her şey) isimlerinin ve bu yeni şeyler arasındaki bağlantıların öğrenildiği ve tecrübe edildiği yer.

Kişinin üçüncü evine bir bakış, bu kişinin kafasının nasıl çalıştığına (mantıksal taraf), bağlantıları nasıl kurduğuna ve nasıl öğrendiğine ışık tutabilir. Ek olarak, kişinin okul deneyimlerini, eğer varsa kardeşleriyle veya akrabalarıyla olan ilişkilerini gösterebilir. Aynı zamanda, kişinin bilgiyle olan ilişkisini de anlatabilir.

Nelere sahip olduğumuzu öğrendiğimiz ikinci ev ile “ben”in inşasının tamamlandığı dördüncü ev arasında bu geçişi mümkün kılan üçüncü ev bulunuyor.

Üçüncü eviniz ve haritanınızın geri kalanı hakkında daha fazla bilgi edinmek istiyorsanız, size haritanıza kolay hazmedilebilir bir giriş olarak tasarladığım Operasyon Stili (Modus Operandi) okumamı öneririm. Rezervasyon için tıklayın.

 

Previous
Previous

Journey to the Center of You: The Fourth House

Next
Next

“I Think Therefore I Am”: The Third House