Başlıyoruz: Yükselen Burç ve Bİrİncİ Ev

Astrolojinin neden ve nasıl çalıştığını içselleştirme yolunda benim için en işe yarar konsept “eş zamanlılık” veya “senkroni” oldu. Çoğumuzun sandığı gibi ortada hayatlarımızı etkileyen gezegenler yoktu. Bunun yerine gezegenler ve biz eş zamanlılık çerçevesinde bir ilişki içerisindeydik. Doğum haritası bağlamında bu, benim gökyüzünden (doğduğum anki) oluştuğum anlamına geliyordu – bir nevi mikrokozmoz.

Bu bakış açısına göre, doğduğumuz zamanki gök, tasarımımızın bir resmi görevini görüyor. Yükselen burç ve dolayısıyla evlerin sağladığı çerçeve olmadan, bu resim bir makinenin henüz birleştirilmemiş parçaları gibi. Bu makinenin (ben) bir motoru (Güneş) ve farklı fonksiyonları olan diğer parçaları (gezegenler) olduğunu biliyorum; ancak yükselen burç ve dolayısıyla evler olmadan bu makinenin ne işe yaradığını bilmiyorum. Yani, neredeyse aynı tasarıma sahip iki kişinin (aynı güneş burcu, aynı ay burcu vs.) yükselen burçları farklı olduğunda tamamen farklı hayat amaçları ortaya çıkıyor.

Doğduğumuz zaman ufukta yükselen burcun derecesi ilk nefesimizle senkron bir halde ve yukarıda bahsettiğim makinenin kılavuzunun başlangıcı görevini görüyor. Başka bir deyişle, bu annenin rahmini geride bırakan “ben”in vücut buluşunun anı. Benim fonksiyonum bu makinenin sorunsuz işlemini veya operasyonunu devam ettirmesine bağlı. (Bu yüzden doğum haritası analizimin adını “Operasyon Stili” koydum.)

Bu bizim yükselen burcumuz ve aynı zamanda birinci evimizin başlangıç noktası. Nasıl çalıştığımız sorusuna gelince, yükselen burç ve birinci ev, hepimizin birlikte doğduğu gözlüklere benzetilebilir. Bazılarımızın gözlük camı pembe, bazılarınınki mavi, bazılarınınki sarı olabilir. Ne demek istediğimi anlamışsınızdır. Bu burç dünyayı nasıl filtrelediğimizi, dolayısıyla ne gördüğümüzü gösteriyor. Makine örneğinden son bir yardım daha alalım. Bir hava temizleyicisini düşünün. “Gördüğü” şey tozlar veya havadaki diğer istenmeyen maddeler. Tamamlaması gereken işlev (havayı temizlemek) bu spesifik ve eşsiz “görüş”üne muhtaç.

Hayatı nasıl filtrelediğimizle ilgili bizi bilgilendiren faktörler arasında yükselen derece, burç, bu burcun yöneticisi, yükselen derecesine yakın gezegenler ve birinci evdeki gezegenler bulunuyor.

Yükselen burcun yönetici gezegeni, hepsi değilse de çoğu durumda en önemli faktörlerden biri. Bu, yükselen burcun en çok kullandığı gezegen; dolayısıyla burç/ev yerleşimi ve aldığı açılar kişinin filtreleme sürecini etkiliyor. Gözlük camının rengi pembe olabilir, ancak pembenin de tonları var. İki kişinin de yükselen burcu Başak olabilir, ancak Merkür’ü (Başak burcunun yönetici gezegeni) Aslan’da olan bir Başak yükselen ile Merkür’ü Balık’ta olan bir Başak yükselen oldukça farklı operasyon stilleri geliştirecektir. Ve bu daha bulundukları evlere ve aldıkları açılara bile gelmeden.

Daha kısa bir şekilde anlatmak gerekirse: Herkesin tecrübelerini filtrelemek için kullanabileceği bir gözlük (yükselen burç) ve her gözlüğün filtrelemek için kullanabileceği farklı bir aracı (yönetici gezegen) bulunuyor. Bu araç 12 farklı şekilden (yönetici gezegen farklı burçlarda) ve hayatın 12 alanından (evler) birinde çalışıyor olabilir ve bunu diğer araçlarla beraber (yönetici gezegenin diğer gezegenlerle olan potansiyel açıları) yapıyor olabilir. Bu el kitabı da bize doğum anımızla gösteriliyor.

Evler tecrübe alanları olarak tanımlanabilir. Hayatın insan olarak fonksiyon gösterebilmemiz için hepimizin parçası olması gereken farklı alanları. Birinci ev bunu başlatan, ilk ve sonraki tüm tecrübelerimizi filtreleyen ev. Bildiğimiz tek “bakma” şekli ve hayat amaçları hakkında sorular sormaya başlayan herkes için en iyi başlangıç noktalarından biri.

Yükselen burcunuz, birinci eviniz ve haritanınızın geri kalanı hakkında daha fazla bilgi edinmek istiyorsanız, size haritanıza kolay hazmedilebilir bir giriş olarak tasarladığım Operasyon Stili (Modus Operandi) okumamı öneririm. Rezervasyon için tıklayın.

Bu okumayı alan bazı kişilerin söyledikleri:

Uğur doğum haritamı okurken aslında fark ettiğim ama her zaman kaçtığım, görmezden geldiğim eksikliklerimi ve korkularımı o kadar harika yorumladı ki… Yıllar sonra onların üzerine gidebilme gücünü verdi bana. Bazı sevimli önsezilerimi keşfetmemi sağlaması da cabası.Teşekkürler çok az kalır, iyi ki varsın güzel insan.

— Ş. T.

Uğur’la gerçekleştirdiğimiz seansta kendimle ilgili keşfettiğim veya bildiğim ama tanımlayamadığım özelliklerimle yüzleştim. Doğum haritamı okumasının yanında meditatif yaklaşımı bütüncül bir bakış açısıyla seans içinde kalmamı sağladı. Verdiği gerçekçi önerileri gün içinde cebimde tutuyorum.

— U. Y.  

Daha önce hiç deneyimlemediğim bir tecrübe yaşadım. Seansımız çoğunluğunda sohbet üzerine ilerledi. Tabii kendisi yaptığı okumaya o kadar hakimdi ki saatler nasıl geçti anlamadım. Kendimi, çevremi, evreni, var oluşumu, yaşadıklarımı ve tüm bunların birbiri ile olan bağını anlamlandırmama yardımcı olduğun ve bana bu yolu açtığın için teşekkürler Uğur. Bir sonraki seansımızı iple çekiyorum.

— Y. Y. K.

Uğur ile yaptığım okumadan gerçekten keyif aldım. Bana astrolojinin anlamı, tarihi ve farklı teorileri hakkında çok fazla bilgi verdi. Böylesine ilginç bir konuyu bu kadar tutkulu biriyle tartışmak çok keyifliydi. Haritamı anlayabileceğim bir şekilde ve "falcılık" fırfırları olmadan öğrenmek çok ferahlatıcıydı. Hayatımda kullandığım esenlik uygulamalarıyla kesinlikle uyumluydu ve onları destekliyordu. Seansımızdan sonra kendimi enerjik ve güçlenmiş hissettim. Sofistike bir astroloji okuması almak istiyorsanız Uğur'u şiddetle tavsiye ederim. Teşekkürler Uğur!

— S. Ş.

Seansım mükemmeldi! Uğur titizlikle hazırlanmıştı, bilgileri hassasiyet, empati ve mizahla aktardı ve sorularıma cevap verdi. Bu Uğur ile ikinci resmi okumamdı ve kesinlikle üçüncü bir okuma ayarlayacağım.

— C. G.

Previous
Previous

Packing for the Road: The Second House

Next
Next

Let’s Begin: Ascendant and the First House